Gizemli bir gök cismi Dünya’ya doğru gidiyor, NASA izlerini ilerletiyor
Fullafk.com – ABD uzay ajansı NASA, Dünya’ya doğru giden gizemli bir nesne tespit etti. Vurma riski düşükse, ne olduğunu bilmeyen bilim adamlarının ilgisini çekiyor. Küçük “2020 SO” ismine yanıt verir ve ilgi çekici uzay uzmanlarının yeteneğine sahiptir. Bu gök cismi, geçen Eylül ayında Hawaii’de Pan-STARRS teleskopu tarafından tespit edildi. O zamandan beri kimse ne olduğunu bilmiyor. Bilim adamları şu anda sadece spekülasyon yapabilir. Sadece 5 ila 10 metre genişliğinde olduğunu ve Dünya’dan 50.000 km geçmesi gerektiğini biliyoruz.
1966’da mı?
CNN tarafından sorulan, NASA’nın Dünya’nın yakınında bulunan nesnelerin incelenmesi için merkez müdürü Paul Chodas, bunun bir ay görevi sırasında uzaya gönderilen bir roketin kalıntıları olabileceğine inanıyor. Bu nedenle bir asteroid ve hatta dünya dışı bir görev olmayacaktı.
Paul Chodas CNN’e verdiği demeçte, “2020 SO” nun Eylül 1966’da Surveyor 2 görevi sırasında havalanan bir Centaur roketinin itici gücü olabileceğini söyledi.
Depuis Octobre dernier, un curieux petit objet va rester quelques orbites près de la Terre. Il passera même à seulement 50 000km de nous le 1er Décembre.
Nommé 2020 SO à sa (re)découverte, il pourrait être un ancien étage de fusée lancé en 1966.https://t.co/D8qffpv2WK pic.twitter.com/PZnZPANVLT
— Astropierre (@astropierre) November 24, 2020
Uzay atığı, giderek ciddi bir sorun
Bilim adamları, geçtiğimiz günlerde, yaklaşık altmış yıllık uzay araştırmaları sırasında biriken uzay atıklarının uydulara ve insanlı görevlere yönelik artan tehlike konusunda uyardılar. Almanya’nın Darmstadt kentindeki Avrupa Uzay Ajansı (ESA) konferansına katılanlara göre, çeyrek yüzyıldan daha kısa bir sürede, bir uzay aracını yok edecek kadar büyük enkaz miktarı iki katından fazla arttı.
ESA’nın operasyonlar direktörü Rolf Densing, bu sorunun yalnızca küresel ölçekte çözülebilecek gerçek anlamda değerlendirilmesini isteyen “Çok endişeliyiz” dedi. Enkazla çarpışma riski istatistiksel olarak düşüktür, ancak Sovyetler Birliği’nin 1957’de ilk yapay uydu olan Sputnik 1’i fırlatmasından bu yana gerçekleşen görevler süresince artmıştır.