Çok sevmiştim inandım
Yanımdaki genç adam, soğukkanlı bir tavırla iki adama döndü. Ben korku içinde gerilerken, o sakince konuşmaya başladı. Fakat söylediklerinden hiçbir şey anlamıyordum; sesleri alçaktı, yüz ifadeleri ise giderek sertleşiyordu. Bu yabancıların burada ne işi vardı? İçimdeki güven, hızla yerini dehşete bırakmıştı.
Bir an göz göze geldik. Gözlerindeki heyecan, alıştığım tatlı bakışlara benzemiyordu; bu başka bir şeydi, sanki bambaşka bir kimlikle karşı karşıyaydım. Kalbim hızla atmaya başladı ve içimden bir ses, bu odadan hemen çıkmam gerektiğini söylüyordu.
Bir adım geri çekildim. Adamlar fark etmiş olacak ki, üzerime doğru bir adım attılar. Tam o sırada genç adam, “Sakin olun, konuşarak çözebiliriz,” dedi. Fakat gözleri sürekli bana kayıyordu. Bir şey sakladığını anlamıştım, ama henüz ne olduğunu çözemiyordum.
Cesaretimi toplayarak, “Burada ne oluyor? Kim bunlar?” diye sordum. Yüzündeki ifade bir an için yumuşadı, ama hemen toparlandı. “Sana anlatacaktım,” dedi fısıltıyla, “Ama… şu an sırası değil.”
Adamların biri, kolumu tutmak için uzandı. Birden içimdeki panik her şeyin önüne geçti. Kendimi kurtarmak için tüm gücümle bağırdım: “Bırakın beni! Beni buraya hapsetmenize izin vermem!”
Sesiyle herkesi donduran şey, dışarıdan duyulan polis sireni oldu. Kapıya bakarken genç adamın yüzündeki soğukkanlılık kayboldu; hızla bana dönüp “Hiçbir şey söyleme. Beni de seni de kurtaracak tek yol bu,” dedi. Ama ben artık ona güvenmiyordum. Bu kadar çok sır, bu kadar çok tehlike…
Polis kapıyı çalarken adamlar ve genç sevgilim gözden kayboldular. Korkudan titreyerek, kendimi bulduğum bu tehlikeli oyunun tam ortasında kalmıştım. Kapıyı açıp polislere olanları anlatmaya başladığımda, hayatımda hiçbir şeyin bir daha eskisi gibi olmayacağını anladım. Belki kurtulmuştum, ama ruhumda açılan bu yarayı kim kapatacaktı?
Artık bu gece, hem kalbime hem güvenime atılan en büyük darbeydi.
Son yorumlar