Ben kendi halinde çalışan bir elektrikciyim
Ben kendi halinde calisan bir elektrikciyim
Ben kendi halinde çalışan bir elektrikçiyim. Evliyim ve iki çocuğum var. Ailem benim her şeyim. İşimi severek yaparım; her sabah dükkânıma gider, işimde elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım. Karımı çok seviyorum ve onunla birlikte geçirdiğim her an, hayatımın en güzel anları arasında yer alır. Ona karşı her zaman sadık oldum ve onun da bana olan güvenini asla sarsmak istemem.
Bir gün, yoğun bir iş gününün ortasında, eski bir arkadaşım dükkâna geldi. Yıllardır tanıdığım, güvendiğim biriydi. “Merhaba dostum,” dedi, “bizim televizyon bozulmuş, bir bakıverebilir misin? Ama bugün işim çok, köye gitmem lazım. Sen de akşam uğrayabilirsen çok makbule geçer.” Yoğunluğuma rağmen ona yardım etmek istedim. “Tabii,” dedim, “akşam eve giderken uğrar bakarım.”
O gün işlerimi bitirdikten sonra, verdiğim sözü tutmak için arkadaşımın evine gittim. Zili çaldım, kapıyı eşi açtı. “Kazım abi televizyon bozukmuş, bir bakayım dedim,” dedim. “Tabii,” dedi gülümseyerek, “içeri buyur, televizyon yatak odamızda.”
İçeri geçip televizyona baktım, ancak sorun düşündüğümden biraz daha karmaşıktı. Parçaları inceledim, aletlerimi çıkardım ve çalışmaya başladım. Bir süre sonra sorunu buldum ve tamir ettim. Televizyon çalışır hale geldiğinde içim rahatladı. “Tamamdır, artık çalışıyor,” dedim gülümseyerek. Evin hanımı da memnun oldu ve teşekkür etti. Ben de işimi bitirip eve doğru yola çıktım.
Eve dönerken içimde bir huzur vardı. Hem arkadaşımın işini halletmiştim hem de verilen bir sözü tutmanın huzurunu yaşıyordum. Eve varıp kapıdan içeri girdiğimde çocuklarımın sesiyle karşılandım. O an, ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha hissettim. Ailemle birlikte olmak, onların yanında olmak benim için her şeyden önemliydi.