Ben istemedim evlenmeyi 8 Ocak 20258 Ocak 2025 Haber Telefon elimdeydi, gözlerim ekrana kilitlenmiş, içimde bir fırtına kopuyordu. Onun numarasını hâlâ saklamış olmamın doğru olup olmadığını sorguluyordum. Ama bir yandan, içimde uzun zamandır hissetmediğim bir kıpırtı vardı. Aramak… Acaba ne yapıyordu? Hâlâ beni hatırlıyor muydu?Eşimle yaşadığım soğukluk, beni sanki bir uçurumun kenarına itmişti. Ama o uçurumdan atlamak değil, oradan uzaklaşmak istiyordum. Belki onunla konuşmak beni toparlayabilirdi. Derin bir nefes alıp numarayı çevirdim. Çaldı… Çaldı… Derken bir ses duyuldu:“Alo?”O an kalbim hızla çarpmaya başladı. Bu sesi yıllardır duymamıştım, ama değişmemişti. Aynı sıcak, aynı güven veren ton. “Merhaba,” dedim. “Benim… Beni hatırladın mı?”Bir anlık sessizlik oldu. Sonra gülümseyen bir sesle, “Tabii ki hatırladım,” dedi. “Bu kadar uzun zaman sonra sesini duymak şaşırtıcı ama güzel.”Konuşmaya başladık. Sadece eski anılardan bahsetmekle kalmadık, hayatlarımızın nereye savrulduğunu da anlattık birbirimize. O, başka bir şehirdeydi şimdi. Kendi işini kurmuş, hayatında yeni bir düzen kurmuştu.“Peki sen nasılsın?” diye sordu. Bir an duraksadım. Nasıl olduğumu gerçekten bilmiyordum. Güzeldim, gençtim, ama içimde büyük bir boşluk vardı. “Eh işte,” dedim. “Hayat… Bazen yorucu olabiliyor.”O an içimden geçenleri tam anlamıyla dile getirememiştim. Ama o, sesimdeki kırıklığı fark etmiş gibiydi. “Bir şeyler ters gidiyor gibi. Anlatmak istersen buradayım,” dedi.İçimde bir güven hissettim. Ona olan duygularımı, hayatımdaki sorunları, eşimin bana karşı ilgisizliğini anlatmaya başladım. O, beni yargılamadan dinliyordu. “Hiçbir kadın, hele ki senin gibi özel biri, böyle hissetmeyi hak etmiyor,” dedi sonunda.Bu cümle beni derinden etkiledi. O an bir kez daha fark ettim ki, hayatımda beni anlayan birine ne kadar ihtiyaç duyuyormuşum. Konuşmamız bir saatten fazla sürdü. Konuştukça içimdeki yük hafifliyordu sanki.Birden bana bir öneride bulundu: “Bir ara kendine zaman ayır ve bu şehirden biraz uzaklaş. Sadece kendinle kalacağın bir yer bul. Belki her şey biraz daha netleşir.”Bu fikir beni düşündürdü. O sırada çocuklarım uyuyordu ve evde bir sessizlik hakimdi. Onunla konuşmayı bitirdikten sonra kendi kendime bir karar verdim. Eşimden bağımsız, kendim için bir şeyler yapmam gerekiyordu.Ertesi gün çocukları anneme bıraktım ve şehirde küçük bir butik otel buldum. Orada birkaç gün kalmayı planlıyordum. O süre boyunca kendimle baş başa kaldım. Geceleri yıldızlara bakarak düşündüm: Hayatta ne istiyordum? Gerçekten neye ihtiyacım vardı?O süreçte yazmaya başladım. Duygularımı, kırıklıklarımı, mutluluklarımı bir deftere döktüm. Kendimi daha iyi tanımaya başladım. Eşimle aramdaki mesafeyi nasıl kapatacağımı düşünüyordum. Ona ulaşmak için bir yol bulmam gerekiyordu.Dönüşte bir şeyler değişmişti. Ben daha güçlüydüm, kendime daha çok güveniyordum. Eşimle konuşmaya karar verdim. Onunla oturup sakin bir şekilde yaşadıklarımızı anlattım. İhmal edildiğimi, kendimi yalnız hissettiğimi söyledim. İlk başta beni dinlemek istemedi, ama sonra bir şeyler dank etmiş gibi yüzü değişti.“Senin bu kadar kırıldığını fark etmemişim,” dedi. “Ben de iyi bir eş olamadığımı biliyorum.”Bu konuşma, evliliğimizi yeniden inşa etmek için bir dönüm noktası oldu. Birlikte terapiye gitmeye başladık. Zamanla, birbirimizi yeniden tanımaya başladık. Bana çiçekler getirmeye, dışarıda vakit geçirmeyi teklif etmeye başladı. İlk başta her şey tuhaf geliyordu, ama sonra alıştık.O telefon konuşması belki de hayatımı kurtarmıştı. Çünkü o gün fark ettim ki, insan bazen kendi sesini duyabilmek için başkalarının sesine ihtiyaç duyuyor. Ve en önemlisi, hiçbir zaman kendimi ihmal etmemem gerektiğini öğrendim. Pages: 1 2
Son yorumlar