Annemle babam, 49 yıllık evlilik hayatında

Babamın ölümü beni sarstı.. Onunla ilgili anılar, beynimde hala çok net bir şekilde duruyor. O telefon sesi, cenaze, yüzlerce insanın başsağlığı dilemesi, delikanlı olmuş oğlumun omzumu saran kolu ve matem duası Kadiş’i söylemem…

Ama her şeyden önemlisi, annemin, cenazeye gitmek için evden çıkarken ki hali… Kapıya geldiğinde, bir an için duraklaması ve kendi kendine iç geçirişi… Sonra elimi sıkıca sıkması ve dışarı doğru adımlarını sıklaştırması…

Ameliyat sabahında, annem ona iyi şanslar öpücüğü verdiği zaman hala centilmenliğinden bir şey kaybetmediğini göstermişti. Küçük bir kahvaltı edip, doktor gelene kadar, hastanedeki diğer insanlar gibi zaman geçirmeye çalıştık. Doktorun haberleri iyiydi ve bize, babamın 1 saat sonra odasına döneceğini söyledi.

Onu beklemeye koyulduk. En sonunda bir grup hemşire onu sedyeyle odasına getirdi ve dikkatlice yatağına yerleştirdi. İnsanlar gittiğinde, babam Norman Alper’in ne kadar da yaşlı göründüğünü fark ettim. Saçları matlaşmış, ağzı yamulmuş, burnunun üstünde kırmızı bir çizgi belirmişti. İyice uyudu.

Kısa bir süre sonra uyandı, bizlere bakıp gülümsedi. Sonra, hayatımda tanık olduğum en güzel olaylardan biri gerçekleşti. Dikkatlice, sevgi dolu bir şekilde, Annem babama daha önce hiç ayrılmadığı takma dişlerini verdi. Dişleri ağzına yerleştirince, babamın yüzü aydınlandı. Sanki bir törendeymiş gibi, annem babama gözlüklerini uzattı, sonra da işitme cihazını… Yanaklarını sildi, saçlarını taradı. Ve en sonunda, evlilik yüzüğünü babamın parmağına taktı.

Adım adım, annem onu kendine geri getirdi. Adım adım babam, anneme döndü. Bu saf mutluluktu! Onların arasında gidip gelen saf mutluluk!

Yakınlarında duruyordum ama onlar için sanki orada değildim. Onlar baş başaydılar.
Yaşlı anne babamı seyrettim. Onlar hala sevgiliydiler…

Rabi Robert Alper